NURCAN
  GÖNLÜM
 





seni seviyorum
eğer sevgi buysa
sevgi içimin yanması
düşününce bıraktığın bir başıma bıraktığın heyecansa
içime attığın korsa
yakınımda iken dokunmamak
uzağımda iken benim olduğunu bilmekse
gözlerimde ki yaş
kalbimdeki özlemse
boşluklarımı doldurmansa sevgi
sana tapmamsa eğer
adını zikredip uyanmaksa
özlemle terbiye olmaksa hayatta
seni seviyorum
bakmaksa gözlerinin içine
kaybolmaksa renginde
eriyip bitmekse
1 yudum mutluluğu sana da bana da çok görmemekse
bazen canımın yanması
bazen ruhumun okşanması
bazen neşemsen eğer
seni seviyorum
bilmekse tüm engellere rağmen benim olduğunu
ve hissetmekse en derinimde
en mahremim en gizlimde seni
paylaşamamaksa kimseyle
kıskanmaksa her şey den ve herkesten
seni seviyorum
we seni seviyorsam eğer
sadece......
gel al beni
gel taşı benliğine hapset gözlerine
gel sımsıkı tut ve bırakma beni
sewiyorum seni ...
 

SuSKuN GöZLeR !!




İklimlerin her daim rotasında dönüp duran,
Alacalı renkleriyle doğanın tüm kızıllığını gölgede bırakan

SEVİMLİ KELEBEĞİM...



Özgürlüğüm,
Yaşanmışlığım,
Ve yaşanması için ömrüne
ÖMÜRLER ADADIĞIM...



İnsanın gün içinde aldığı soluk kadar
İsmini tekrarladığım,
Verdiği soluk kadar yanına en renkli çiçek adları
YAKIŞTIRDIĞIM...



Kuruduğum anlarda yağan
NİSAN YAĞMURUM...
Ümitsiz kapanan her gün için
Bir sonraki günkü
UMUDUM...



Sırf suretini baki kılabilmek için hayallerimde,
GÖZLERİMİ YUMDUĞUM...



Yalın sabahlardaki
GÜN IŞIĞIM..
Yağmurdan sonraki,
GÖKKUŞAĞIM..
Tenimden bir parça gibisin,
Olmadan
YAŞAYAMAYACAĞIM...



Kimsenin cevaplamasına izin vermeden,
Çözmeye ömrümü adayacağım
SORUM...
Bir kaç insanın ağzından söylenmiş,
Anlamaya en açık
YORUMUM...
Yüreğimdeki elektiriklerin kesilme ihtimaline karşı,
Her daim yanmaya hazır
MUMUM...
Bir okyanus olup, sahillerime vuran
KUMUM...
Daha önce kaç ağızdan duydun bilmiyorum
Yürekten duy istedim bir kerede,
SENİ SEVİYORUM...



 

KaBuL Et..KaLbim
BİZ AYRILDIK
..



SuSKuN GöZLeR !! 
Sana sımsıkı sarılmak istiyordum

Aşk acısı resimleri

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum… Ah bir görsem bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden sevginden vazgeçmek… Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye galiba böyle de başarabilirim…

"Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile… "
Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere seni beynimde içimde bitirerek yazıyorum yada bitirmek isteyerek… Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden sevginden vazgeçmek istiyorum.

Yine senden habersiz… Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz…

Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen… Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde Yoktu Sen Kadar
Güzel Güleni Sen birtanemdin!

Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile Sen Özel’din… Aşk Özel’di...

"Yağmurda Aşk Başkadır" diyenlere gülüyordum ama bende yağmurda üşüyen
ellerini severek başladım seni sevmeye…

Önce aldırmadım seninle güzelleşen herşeye… Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deliler gibi özlediğimi…

Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın… Ve ben her seferinde en
baştan başladım…Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok… Ben senden vazgeçmek istiyorum!

Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum… Sesini
duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek ismini duyduğumda içimin titreyip gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum… Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen… Zaten kolay olan ne vardı ki benim için; Sanki seni öldürmemle sevmem ararsında hiçbir fark yoktu... Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım… Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek yeni çıkan filmleri birlikte izlemek saatlerce sana sarılı kalmak sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten "birtaneydin"!

İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım!

Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda sen benim her şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum… Bu yüzden yalnızlıklarım ağlamalarım özlemlerim canını hiç acıtmadı. Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi…

Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdimden hiç bahsetmeseydim.
Ben Seni Seviyorum dediğimde Seni Seviyordum!...
Ben Seni Özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum...
Ben Senin İçin Ölürüm Dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum…

Ve Ben Şimdi Senin Hayatından Gidiyorum!

Ne zaman Aralık’ta bir yağmur yağsa ben geceler’de ıslanıyor olacağım
Ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım
Ne zaman bir havuz görsem kenarında oturup seni bekliyor olacağım demiştim… Başaramadım…

Ben Kaybettim…
Sen Kazandın!
Artık sesimi duymayacaksın…

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek sana sımsıkı sarılmak istiyordum….
Gelmedin!

Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum… Ben artık gidiyorum..

Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile…

Ve Lütfen Aralık’ta yağmur yağdığında sakın o ağacın altına gelme.

seni çok seviyorum….

Bu gece yalnızlığı istemiyor yüreğim
İçim sıkılıyor nedensiz yere
Aslında her gece yalnızım ve yalnızlık benim hayatım
Ama bu gece sanki sana açım
Sanki hastayım da sensin ilacım
Evin içinde, bir o yana bir bu yana vuruyorum kendimi
Ara sıra balkona çıkıyorum, karanlık gökyüzünden sıkılıyorum
Ay ışığının yansıması bakışlarını anımsatıyor bana
Kara gözlerimde parıldayan incimsin benim,
Canımın incisisin..
Yanımda olduğunu düşlüyorum
Sanki, sanki saçlarını kokluyorum
Bir nefes çekiyorum hayalini en derininden
Avuçlarıma alıyorum her zamanki gibi yanaklarını
Yüreğimi avuçlarıma yansıtıyorum,
Sevgimi ellerimle sunuyorum
Saçlarını okşuyorum, pamuk gibi
İnanırmısın? Düş olduğunu bile bile
sanki gerçekten hissediyorum yumuşacık
bir gece isterdim seninle baş başa
tek bir gece olsun yeter
seni hayatımdan bir gecede ağırlamayı
seninle bir gece yalnızlığımı paylaşmayı
kah gülmeyi kah ağlamayı
dans etmeyi, sarılmayı, aşkımla bir gece yaşatmayı
sana masallar anlatmayı, seni ve beni anlatan hayaller kurmayı
kulağına şarkılar fısıldamayı, en sevdiklerinden
bu gece yalnızlığı istemiyor yüreğim
içim sıkılıyor nedensiz yere
bu gece, bu gece seni istiyorum
bu gece seni, bu gece seni çok seviyorum….

Seni sevip sevmediğimi sorup durma boşuna (AKILLIM)


Hani bazenleri hissediyorum da
Dilin olmasa da, gözlerin taa yüreğime bakıyor sanki
Ve sorup duruyor! Beni seviyormusun diye…

Hiç bile…
Her sabah uyanır uyanmaz aklıma gelen ilk şey değilsin ki
Yüzümü yıkadığım suyun duruluğunda seni görmüyorum ki
Dün bir ara otururken, elimdeki kalemle masanın üzerindeki
Gazetenin tüm kenar yerlerine farkında olmadan
Adını da yazmadım bi kerem…
Yani, seni sevip sevmediğimi sorup durma boşuna…

Geçenlerde iş yerindeki arkadaşa
Senin adınla seslenmişim…hıh…
Akşama kadar eğlencesi olduk milletin
Ne kadar kıvırmaya çalışsam da yemediler…
Aşıksın oğlum sen, sırılsıklam aşık dediler
Bana güldüler…
Hakikatten ya… insan neden komik durumlara düşüyor
Böyle olduğunda…?

Pazar günü akşam evdekiler sordu da garip oldum bir an
Ne cevap vereceğimi bilemedim….
Tam üç saat oturduğum yerde, televizyon açık
Ama elimde cep telefonum, sürekli ekranına bakıp durmuşum
Öyle hemen heveslenme, senden küçükte olsa bir umut taşıyan
Mesaj falan beklemiyordum ki…
Hem telefonumda kayıtlı olan adın yerine aşkım yazmıyor ki!

Yani diyeceğim o ki…
Seni sevip sevmediğimi sorup durma boşuna
Ben seni sevmiyorum akıllım,
Çok seviyorum… hem de çooook seviyorum…

Ben Seni Öyle Sevdim ...



Ben Seni Öyle Sevdim ...


Ilık bir rüzgar esti, 

Nereden geldi bilmiyorum... 

nereye gidiyorsun diye sordum.. 

Özlenen herşeye dedi.. Aklıma 

sen geldin.. 

Çünkü özlenen bir tek sendin...

Eğer insanlara boş elimi uzatır 

ve birşey alamazsam çok üzücü; 

Ama asıl ümitsiz durum;

Dolu elimi uzatıp kabul edecek 

kimseyi bulamamamdır...

Hiç yüz vermedim güneşe 

bugün.. 

Resmini gösterip hava attım 

çiçeklere.. 

Adını zıpkınla kazdım göğün en 

yüksek yerine...

Bir de SENİ SEVİYORUM diye 

bağırdım duydun mu?

Hayalin hafızamdan silinene 

kadar, 

Izdırabın saçlarım dökülene 

kadar, 

Ağlamaktan gözlerim kör 

oluncaya kadar 

Her dakika Seni Seveceğim...

Sen hiç Buğulanmış cama "SENİ 

SEVİYORUM"
yazıp, 

Harflerin arasından dışarıyı 

seyrederek,

Kar taneleri altında Sevdiğini 

hayal ettin mi??

Seni ne yağmurlar, seller 

koparabilir kalbimden, 

Ne de deli gibi esen fırtına, 

Çünkü bir ağacın toprağa kök 

salması gibi bağlandım sana..


Kulaklarim sessizlige, gözlerim 

sensizlige, 

Gönlüm katlanirsa derde, 

Anlami yok yasamanin..

Nefes almak boşuna.. 

Senin olmadigin yerde ...

Bulutların gözyaşları pencerene 

vururken, 

Düşlere daldığın bir gecede, 

Hangi hayaller sana uyumayı 

unutturuyorsa, 

Gelecek sana onları yaşatsın...

İçinde öyle umut taşı ki Onu 

senden kimse alamasın. 

Gözlerin hep gülsün, mutluluğu 

hep sende arasınlar.

Ama onu kalbinde öyle sakla ki, 

Gerçekten isteyen bulsun...

Her aya bakışında beni hatırla,

Yıldızlar gözlerine takılırsa,

Gözlerine baktığımı sakın 

unutma, 

Bir yaprak düşerse avuçlarına,

Ellerimdir sakın bırakma....

Hayatın bir sevgi öpücüğü kadar 

doyumsuz, 

Sevinç gözyaşları kadar güzel, 

Seven bir kalp kadar heyecanlı, 

Aşkın dokusu kadar masum, 

Bir gül kadar gururlu olsun...

Aşkın Kalbindeyse..

Mutluluğun elindeyse,

İstediğin iki kelimeyse

SENİ SEVİYORUM...

 
Belki birgün beni unutturacak 

biri çıkacak karşına, 

Belki özlemeyeceksin beni,

Gözyaşıda dökmeyeceksin belki ,

Ama bil ki bu gece yüreğimdesin,

Her zamanki gibi..

Sana meleklerin kıskanacağı 

kadar mutluluk 

Tıbbın şaşırtacağı kadar sağlık,

Tarihin yazamayacağı kadar 

başarı,

Kimsenin sevemeyeceği kadar 

sevgi yolluyorum.

Seni Seviyorum çünkü,

Senin gülümsemen bile güneşin 

doğuşu gibi insana herşeyi 

unutturuyor. 

Sadece seyredip tadına varma 

hissi uyandırıyor.

Eğer birgün beni unutturacak 

öyle biriyle unut ki,

Sana savurduğum kurşunların 

önüne geçebilecek,

O gün seninle ölebilecek kadar 

seni seviyor olsun.

Günü gece olsun diye yaşıyorum,

Çünkü gece hayallerime 

geliyorsun,

Seni beklemiyorum çünkü sen 

hep 

benimlesin,

Hayallerimde ve kalbimdesin.

Bir yürek nelere yeterse,

Bir can bir canı ne kadar 

severse,

Bir damardan ne kadar çok kan 

geçerse,

Yaşam bir ölüme nasıl değerse,

Sende benim için o kadar 

değerlisin.

Sevgiyi uzağında sanıp onu 

uzağında ararsın,

Yanıbaşında duran her sevgiye 

inanmak istemezsin,

Ama emininim canım sen 

sevgilerin en güzeline layıksın..

Ağlayışım terk edip gidişine 

değil,

Ben sensizken senden diye 

sensizliği de sevmiştim

Sen, seninle sensizliğini de alıp 

gittin..

Bir tatlı aşk gülüşü özledi 

gözlerim, 

Ve sen hangi alemde hangi 

düşlerde isen gel,

Çünkü gülüşünü çok özledim...

Kimine göre ateştim cayır cayır 

yanan,

Kimine göre bir yıldız hep 

parlayan,

Kimi çiçeğe benzetirdi hiç 

solmayan,

Ama ben senin için su olmak 

isterdim hep muhtaç olunan. 

Senden ayrılacağımı her 

hatırladığımda,

Dünya ayaklarımın altından 

kayar 

gibi oluyor.

Çünkü sen benim için bir 

nefessin.

Nefes almadan yaşayamam ki...

Gecenin karanlığındasın, güneşin 

ışığında,

Suyun damlasında, selin 

coşkusunda

Kimi yanımdasın kimi rüyamda

Ama hep aklımdasın sakın 

unutma...

Sanırım seni çok sevdim ki 

ayrılamıyorum.

Bağlandım ki unutamıyorum,

Yakınlardasın ki hissediyorum,

Gizlemiyorum çünkü seni çok 

seviyorum.

Zaman geçtikçe daha çok 

bağlanıyorum sana,

Birgün bir yerde bir şekilde 

yollarımızın ayrılacağını 

bilsemde,

Nerede olduğunu öğrenmesemde,

Yaşayacaksın hep içimde.. 


DeMeK S!mD! G!d!YoRSuN...

Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun;Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun,git...
Beni viran bir şehir gibi terket...
Haydi git!
Dışarısı ispiyon...Dışarısı ihanet...
Seni bir gören olmasın,dikkat et!..

Dostlukmuş...ölüme yürümekmiş...
Üstüne titremekmiş...vefaymış!..
Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış!..
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı,uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun,git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz!
Şunu cebine koy,ne olur ne olmaz..

Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk..
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun,git..
Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam..
Sorma git!
Dışarısı panik..dışarısı izdiham!
Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üstüste..
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse...
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun,git..
Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut..dışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile..
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralım
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle!

Beni öldürüyorsun,git..
Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim...



eGer a$Ka Bir CeZa VerebiLseyDim...

                   oNunDa Ben!m GiBi SevmeSini isTerDim!!!
              heart,lila   

Gitme Gönlümün Nazlısı



 

Isıtan ışığımsın,inadına sevdam,
bitmeyen kavgamsın
gitme gönlümün güneşi
bir bozkır ıssızlığı gibi
bu şehrin karanlık sokaklarında
bırakıp beni gitme
gitme közüm, gitme korum, gitme gözüm...

Gidersen
bütün duvarlar yıkılır üstüme
kimsesizleri ağlar gözlerimde bu şehrin
hüzün sarar sokakları her gece
hicran yağar göklerden yağmur yerine...
gitme gece gözlüm, gitme bahar yüzlüm
gitme öksüzüm

Ellerin yağmur sıcağı senin
gözlerin düğün çiçeği
dudağın gelincik
bakışın ay
vurup ömrümün göçmen kuşlarını
hançerleyip kalbimi gitme
gitme ışığım, gitme sevdam, gitme kavgam...

Gitme sevdamsın
gidersen duman olur ağarım sokaklara
incecik bir yağmur olur yağarım
uyku tutmaz geceleri
uzak yıldızlara takılır kalır gözlerim
kaybolup giderim bu kalabalık şehirde
gitme delikızım, gitme yürek sızım, canyıldızım

Gitme gönlümün nazlısı
bakışlarımı bir boşluğa ilmikleyip
sonsuz kederimle başbaşa bırakıp gitme
gitme çöl olur, gitme ölüm olur
bir yaprak gibi kurur gider ömrüm rüzgarda
aysız, güneşsiz kalırım, susuz, havasız
gitme ölürüm
gitme

Gitme gece gözlüm, gitme öksüzüm
gidersen bu şehir sensiz kalır
seni ararım bütün duraklarda
bütün sokaklarda seni ağlarım
gitme anılara kar yağar
gitme dört mevsim ayaz olur
dört mevsim sonbahar
gitme ey yar
ağlatma beni sevda kapılarında
eğme boynumu
üşürüm, donarım her gece sokaklarda

Gitme yüreğimin sızısı
gitme alnımın yazısı, gönlümün nazlısı
gitme duman olur, tufan olur, ah olur
kuşlarda çekip gider bu şehirde
ne güneş doğar, ne sabah olur
her saniye bir can verir ömrüm
ölürüm sevda kapılarında
ölürüm gitme
gitme



(( ve bir masal yarattım içimde ))
Kahramanı "SeN" bildim yumdum gözlerimi...
İçimden şarkılar geçti , yollar geçti , baharlar geçti...
Mevsim yaz oldu
}}}Gelmedin{{{
...
Ben yine seni bekledim..

kırmızı_gül resimleri

 

Göz yaşlarımdan sen sorumlusun!!!!!!!

Üşüyorum,
Sensiz daha karanlık burda geceler,korkuyorum.
Yıldızlar soluk gecelerde,bense yine aynı dertte,sende...
Heran seni düşünmek ne kadar zor...
Başım,vücudum,heryerim ağrıyor,yorgunum
Seni düşünmekten,özlemekten,beklemekten...
Sana ait ne varsa yıkıp gittiğin ve sana dair ne varsa beslediğim
Hepsi birer nöbetçi kapımda
Senden kurtuluş yok bana...

Onlar mı bırakmıyorlar yoksa ben mi gitmek istemiyorum?bilmiyorum...
Bilmek neye yararki bunca vakit sonra
Seni kaybettim!!!
Kayıp gittin avuçlarımın arasından
Yerin doldurulmaz,acın unutulmaz...
Bu yaralar nasıl iyileşir,orası meçhul,bir de canımı nasıl yakıyor bu yaralar bi bilsen...

Ama yinede umudum var vuslata dair
Nedensiz olsada,kendimi kandırıyor olsamda,var.
Belki o da üzgündür diyorum,onunda yaraları kanıyordur
Ya seviyorsa diyorum,ya seviyorsa?
Geç mi kaldık herşey için,bitti mi hikayemiz?
Cevap yok...
Ama yinede şunu bilmelisin;
Bana gözyaşı borçlusun,
Gözyaşlarımdan sen sorumlusun...

kırmızı_gül resimleri

 SEVGİLİSİNE MEKTUP
Elime son kez aldim kagit kalemi, Bu sana son mektubum. Postaci son bir kez haber getirecek...Benden sana. Canim bilirim aldirmazsin hiçbirseye, Ne sevgiye ne de hislere. Simdi elimde bir sigara var, Bugün çok içtim. Bilirim kizacaksin, "Içme demistim" diyeceksin,
Ama ben yine ayni cevabi verecegim: Dertliyim. Son kez bu kalp derdinle dolu. Bu mektubumda Seni ne kadar sevdigimi Özledigimi yazmayacagim. Artik degistim ben. Seninm umursamaz tavirlarindan biktim SERSERIM. Takmiyorum artik ben de seni. Hani bende bir resmin varya, Arkadasima verdim SERSERIM. Çok begenmis seni, "Al senin olsun" dedim Ama dikkat etmesini de söyledim, Olur ya çikarsaniz "Boynuzlamasin seni" dedim. Yüzünün seklini görmeni isterdim SERSERIM. Bu mektup digerine benzemiyr degil mi? Dün gece yiktin, öldürdün beni SERSERIM. Dilindeki hece bir kursun gibi saplandi yüregime. Tüm gece kanadi durmadan, Gözlerim doldu aglayamadim. Yataklara düstüm ne zamandir. Ama iyi oldu aslinda Seni umursamiyorum artik, Sen ne demistin SERSERIM. "Üzülme!" Üzülmüyorum zaten gülüyorum, Bu acilarin getirdigi mutsuzlugu seviyorum. Lanet olsun sana SERSERIM.
Bu kadar degersiz miydi sevgim? Biliyorsun ben seni çok sevdim. Bu sana son mektubum SERSERIM. Yak istersen,istersen baskalarina okut. Ya da evet Içip içip agla, Ama sunu bil ki bu sana son mektubum. Bundan sonra hain yazar mezar tasinda Bir ölüsün artik sen hatiralarimda...




SERSERIDEN CEVAP


Bugün hiç beklemedigim bir anda, Mektubunu aldim GÜZELIM. Son mektubum demissin, inanmam Sen dayanamazsin bensizlige, Erirsin,bitersin
Günden güne. Bak ne diyorum GÜZELIM Gönlün olsun,birkaç Gün daha çikalim Sevinirsin belki. Hediye olur ya da bir elma sekeri. Sen bensiz yapamazsin GÜZELIM. Seni öptügüm o ilk ani hatirla, Nasil da çocuklar gibiydin, Bayilacaksin diye korkmustum GÜZELIM. Ben senin gibi neler geçirdim elimden,
Bilirim haberim yok sevmeden, sevilmeden. Sen beni gerçekten sevdin mi GÜZELIM? Sana bu mektubu meyhaneden yaziyorum, Biraz önce birkaç çocuk dövdük GÜZELIM, Onlarin serefine içiyoruz. Bak GÜZELIM!Ben sana ne demistim hatirlamiyorum "Üzülme" yazmissin Sahiden dedim mi? Içkiliyken herhalde, bilirsin. "Yiktin" yazmissin Sahiden yikildin mi? Umursamazsin sanmistim Takmazsin diye ummustum, Ama madem beni umuttun, Bu sana son sözüm olsun
Ben de seni sevdim haberin olsun GÜZELIM.




KIZIN ARKADASIN'DAN SERSERIYE


Seni tanimiyorum serseri, Ama arkadasim seni çok sevdi. "Son mektup" demisti dogru, Hem o seni çoktan unuttu. Seni çok begendim be serseri, Belki seversin, belki de... "Güzelim" demissin bizimkine, Ben de seni zevkli bilirdim. Ben ondan daha güzelim. Bak serseri! Ben seni ondan daha çok severim.
Telefon numarami yaziyorum,arkada, Onu aradigin gibi beni de ara. Ayrica senin güzel gariplesti bu ara "Kalbim agriyor" diyor, doktor bir teshis koyamiyor.Aman canim o da bir baska, Aglasa da gülüyorum der etrafa Sakin unutma beni ara.




SERSERIDEN ARKADASA


Bak kizim ben seni sevmedim daha en basta, Ben güzelimi sevdim herseyden çok. O bana "serserim" derdi canindan koparcasina, Sen ise "serseri" diyorsun sokakta kalmisçasina.
Senin gibi arkadas olmaz olsun. Güzellige gelince,kimse yarisamaz benim GÜZELIMLE. Simdi birak bunlari "son mektup" derken yalan sanmistim Daha beter içer oldum, Her gece sarhosum. Bir daha ki mektupta güzelimden bahset bana. Simdi gerçekten mutlu mu? Yoksa baskasini mi seviyor? Hasta demistin,kalbinden hasta Yoksa bu ask hastaligimi? Benden baskasi ile... Çabuk yaz arkadas Herseyi arkadas, herseyi anlat bana.
Anladim ki yasayamam ben onsuz bu dünyada.



ARKADASTAN SERSERIYE


Afedersin serseri yanlis yapmisim ben, O seni gerçekten çok sevmis. Son nefesinde bile adini söyledi, Yüregim parçalandi,anlayamazsin. éSERSERIM" deyisini duysaydin gözleri kapanirken.Askin öyle sarmis ki bedenini Kaybedince, yasayamadi öldü iste. Son mektunda ne yaptin? Içip içip agliyor musun? O simdi mezarinda huzurlu yatarken, Yilanlara bile seni anlatir süphen olmasin. Zaten mezar tasinda
"SENI SEVMISTIM SERSERI"
Yazisini görünce anlarsin. Belki bir umut vardi yasamasinda, Ama senin de ciddi olmandi. "Birkaç gün çikalim" demissin ona. "Elma sakari olur" demissin. Iste o vurdu senin güzelini, Indi zavallicigin yüregine. Simdi mezarinda derin bir uykuda, Sevgisi de sonsuzlasti onunla. Aslinda o hiç istemedi öldügünü bilmeni Ama dayanamadim yazdim iste. Simdi ne yaparsin,nasil yasarsin? Içer misin, adam mi döversin? Sen de onu sevmissin öyle yazmissin,
Öyleyse birak askiniz yasasin.



SERSERININ ODASINDAKI NOT ;

Sana GeLiyorum GüzeLim..
SeNi SeviyoRum GüzeLim
kırmızı_gül resimleri

Yağmurlu Sokaklarda Hayatımı Arıyorum?

Bana Ne Kadar Değer Veriyorsan Sen de O Kadarını Hakediyorsun


     Sevmenin ne olduğunu bildiğimi sandığımda daha 10 yaşındaydım.Ama bildiğim şu gerçek
vardı: sevmenin yaşı yoktu.Öyle çok seviyordum ki onu sırf her anım onunla dolsun diye onsuz
hiç bir şeyim olmasın diye ağzından çıkan her sözü, her davranışını her bakışını mıh gibi aklıma
çakıyordum.O da beni seviyordu ya da ben öyle sanıyordum.Sevdiğimi söylemek istedim
milyonlarca kez ama olmadı işte söyleyemedim bir türlü.Hep söyleyememenin burukluğunu yaşadım
yüreğimde.Söyleyemedim ama davranışlarım onu sevdiğimi işaret ediyordu.Arkadaşlarının hepsi
anladı ama bir tek o anlamadı onu sevdiğimi.Ya da anladı da söylememi bekledi.Evet, biliyordum
o da beni seviyordu ve o da söyleyemiyordu..

   Günler,haftalar,aylar ve en nihayetinde 4 yıl geçti ne ben söyleyebildim ne de o sevdiğini.
Koskoca 4 yıl geçti ama daha büyük bir sorun vardı bir kaç ay içinde söyleyemezsem başka
fırsatım olmayacaktım.Söylemeye karar vermiştim ama yine bir sorun vardı bir zamanlar
sevdiğini düşünüyordum ama o sevdiğini düşündüğüm yıllar geride kalmıştı onun beni sevmediğini
düşünüyordum başkası vardı biliyordum o başkasını seviyordu bir arkadaşımı.. Ve aylar geldi
geçti ayrılık vakti gelmişti ondan son olarak bir şeyler bıraktım kendime imzası ama o bunu
bilmiyordu hala da bilmiyor.Evet okul bitti ben başka lisede o başka lisede okumaya başladık
Onu artık ayda bir bile zor görüyordum ama hala seviyordum.Sevgimin önüne engel olarak hiçbir
şey geçemiyordu..

   Liseye başlayalı 2 yıl olmuştu onu görebilmek artık mucizeydi diyebilirim.Gözden uzaktı ama
hep gönlümdeydi.Karar vermiştim kendi kendime onu unutmalıydım.Derken karşıma biri çıktı.Hiç
olmayacak gibi şaka gibi yani şakayla başladık ciddiye dönüştü herşey giderek değişmeye başladı
onu unutturacak birinin karşıma çıktığını düşünüyordum.O zaman 16 yaşındaydım.Herşey güzel
gidiyordu arada sırada bir kaç sorun yaşansa da..

     Dananın kuyruğu koptuğu yer okulun tatile girdiği gün başladı.Tatilde 3 ay boyunca ne onu
görebildim ne de sesini duyabildim..Hep sabrettim..Hep bekledim.Tatil bitti ve okul başladı.Ben
susmayı tercih etmiştim bir daha onunla konuşmayacaktım.Çok sürmedi arkadaşlarımızın ısrarıyla
barıştım.Bir süre arkadaşlığımız güzel sürdü.O geçmişimi öğrenmek istedi ben de herşeyi bildiğim
gibi anlattım.Onu anlattım anlatmaz olaydım her defasında yüzüme vurdu onu seviyorsun beni
değil dedi kaç kez ben yine sustum bir süre sonra patlamak şartıyla zamanını bekledim.Geçmişini
anlatmasını söyledim ama o hiç bişey yaşamdığını söyledi yani olmadığını söyledi beni inandırdı.

     Aradan bir kaç ay geçti eski okulundaki bir arkadaşının itirafları eski arkadaşı olduğunu ağır
bir dille söylemesi beni yerin dibine soktu.Ama ben hep içime attım gözlerim değil yüreğim
ağladı çoğu zaman dinmeyen sızılar başladı.Ondan arkadaşlarını benim için feda etmesini bahane
ederek benim için ne yapacağını test ettim sonuç içler acısıydı.Hep tamam dedi ama bu sadece
sözde kaldı.Ondan Son kez bir şey istedim beni sevdiğini söylemesini hiç söylememişti bakalım
bu yalanı da söyleyecek miydi? Zorla da olsa söyledi ama yüzüme karşı değil sadece mesajlarda
ve telefonda... Öyle böyle bir kaç ay geçti artık ben ebedi sessizliğe çekildim ve noktayı susarak
koydum bunun ona daha çok acı vereceğini düşündüm ama bunda da yanıldım bir kaç ay sonra
arkadaşımla arkadaş oldu....

     Beni hayattan soğutmak için herşeyi yaptılar başardılar bundan sonra sevmek yok diyordum
Taa ki çok uzaklarda tanımadığım biri karşıma çıkana kadar .Yanımda ve yakınımda değildi ama
yanımdakilerden daha yakındı bana.Çok farklıydı.Her fırsatta onu görüp konuşuyorduk.Çok
samimiydi.Bana değer veren verdiğimin karşılığını veriyor gibi görüyordum onu taa ki onu
arkadaşımla konuşurken görene kadar.. Onunla nasıl konuştuğunu görünce benim ondan farkım
olmadığımı anladım bu sefer haber vererek sessizliğe çekilmek istiyordum ve son yazımı yazdım
Yazdığı cevabın benim için önemi olmayacaktı ve olmadı da.
       Arkadaşlarımla selam gönderip durdu Ben hep duymamazlıktan geldim.En nihayetinde en yakın
arkadaşımı bir kere kırmıştım bidaha kırmamak amacıyla konuşmaya ikna etti beni.. Konuştum
ama eskisi gibi sıcak değildi bir şeyler yazsında gideyim diyordum kendi kendime bir şeyler
anlatmaya çalıştı benim için bişeyler değişmedi ama..Ardından konuşamız bitti ben bidaha
konuşmayacaktım bu son diye düşündüm..Bir akşam vakti uykudan uyanınca söylemeyerek
içimde kalan beni parçalayan şu yangını söndürecek bir cevap alırım diyerekten ona son
birşeyler yazmaya karar verdim bunun imkansız olduğunu biliyordum ama...
Evet ben herşeyi anlattım onun için düşündüklerimi ona karşı hissettiklerimi ne derse sevinirsiniz..
Bu bendeki aşk değil sadece bende alışkanlık yaptınn...

    Ben sevdim de ne oldu.Hep acı hep mutsuzluk..Sevmenin ne olduğunu 18 yaşında anladım..
Benim için insanların hepsi aynı kefede.Ne kadar değer verirse o kadarını vereceğim
...Yaşadıklarım Yaşayacaklarım Şiirlerimde Her Satırımda Can Bulacak Bundan Sonra....
heart,lila

Özlemek İçin Özlemeyi Bilmek Gerek!





Ne demektir özlemek..
Ne zaman özledim dersin sevdiceğine..
Neden dersin ki.....


Özlemek için özlemeyi bilmek gerek..


Düşünce hatra için acıması,
Burunun direğinin sızlaması,
O olmadan doğan güneşe bile selam vermemek midir..?


Yoksa,
Adını andığın anda gülen gözlerinin buğulanması,
İsmini her zikredişte boğazın düğümlenmesi,
Yutkunmaktan konuşamamak mıdır..?



Özlemek için sevmek gerek herşeyden geçercesine,
Samimi Sevda gerek...


Mübarekler var Sizi özleyen,
Özlemeyi hakeden,
Özledikçe daha da sevdalanan...


Adınız anılınca diline bir salavatın dolanmasıyla
Elini kalbine götüren


Bir el niye kalbe gider hemen..
Yoksa kalbleri adınızın şanından yerinden çıkacak kadar çarpar da
Bu coşkuyu dindirmek midir sebeb,
Onun için midir kalbe süzülüşü elin..


Ve sonra
İşte sevdanın meyvesi gözyaşı kayar usul usul...
Kalbe giden el şimdi yüzünde birikmiş
Hasret kokan sevdanın yaşını siler...


Özledimmm diyebilmek için,
Özleminizi haketmek gerek önce..


Sevda gerek anadan babadan geçercesine..
Gönül düştü düşeli GüL YâR'e
Sevdalanmayı dilenir hece hece...

GiDiYoRuM!!!!!!!!!

Yüklendim sırtıma bütün günahlarımı,
Güllerimi soldurdum bir bir...
Yola çıkma zamanı...
Kaptan sesleniyor,
Gidiyorum...
www.resimleresim.com

Yerim yok buralarda...
Ne sonbaharın rüzgarında,
Ne de baharın dönüşünde...
Bana buruk bir tebessüm yeterdi,
Gidiyorum...
www.resimleresim.com
Alnımda kara yazım,
Başımda belalım.
Gurbetime bir çift mendil oyalamışlar...
Yarenin gözyaşlarıyla ıslanmış...
Umut kokulu, sevda yürekleri eklemişler...
İhtiyacım kalmadı,
Gidiyorum...
www.resimleresim.com
Dönüşleri olmayacak bu defa, vedanın!
Büyük yürekler ağlayarak gider...
Gidiyorum, gözyaşlarım ellerinde kaldı...
Keskin bir nişancı yoktu ki,
Söküp çıkarsaydı yüreğimi...
Yüreğime gidiyorum...
www.resimleresim.com
Kurtuluşuma,
Kaçak gibi gitmek...
Bu yüzden suskuların sahibiyim,
Adı hasret kalmış sinelerde.
Oysa ben dönmemeye gidiyorum!
Yüreğim mühürlendi,
Vurduğum mührü kırdım...
Dokunamadım satırlarıma,
Bu sana son mektubum ya,
Ellerinde kaldı gözyaşlarım...
Başımı yasladığım bir deva,
Artık olmaz bilirim...
Bu yüzden gitmeyi en çok kendime yakıştırıyorum
Gidiyorum...
www.resimleresim.com

Kasımlar ayrılık demek olsa dahi,
Bekleme beni gelecek bahara...
Gelemem...
Yüreği yaralı olan, nasıl gelsin ki...
Kanatları kırık kuş uçabilir mi?
Bekleme Beni iki gözüm,
heart,lila
  UNUTMA!!!!


Bir tek seyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kalbim simdi bir sokak çocugu
Kelebekleri göç etti gönlümün
Issizlasti hayat sanki



Sanki, sabahi eksik siirlerimin.
Sanki, gecesi hep kanayan bir yara
Ve sanki, artik hep kanayacak...
Aglanacak bir askin kiyisina vurduysa gözlerim
Çare yok, aglayacak.



Bir tek seyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kapilari kendime ben açamadim
Ya da yanlis saatlerde bekledim gelmeni
Düsünüyorum da sen gideli ne çok yalnizim..
Sarmasik askin sarisinda kaldim, sarilamadim.
Savunamadim seni kimselere
Anlatamadim seni kimselere
Kimsesiz kaldim,
En çok da sensiz...



Bir tek seyi unutma!
Seni sevdim ben..
Sana uyumak,
Sana uyanmakti hayat.
Siratini geçtim yasarken korkmadan
Korkumu geçtim cesaretle, ihanetle
Berdus bir yalan masumiyeti öptüm bile bile
Tek sen gitme diye
Sonbahar oldum yaprak yaprak
Agaç oldum köklerimi unutarak
Tesellisiz bir geceye firlatildim
Kalbimi dar kafese kapatarak
Içimdeki bir kanarya
Hiç susmadan aglayacak



Bir tek seyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yakamozlarinda yikadim sevdami çirilçiplak
Seni sevdigimi bagirdim mehtabina
Beyazinda akladim bulutunun
Mavi mavi sevdim seni içim kan aglayarak



Bir tek seyi unutma!
Seni sevdim ben.
Anlattikça kis vuruyor satirlarima
Anlattikça üsüyor, anlattikça isiniyor yüregim.
Bugün sardunyalarim da açmadi
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yasayamadiklarim
Sensiz soluyorum anlayacagin
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada misin,
Var misin, yok musun?



Bir tek seyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yikilarak
Aklima her geldiginde aglayarak....




Dü$ünceLerime Bir DamLa Ya$ oLup Dü$Me

Sen! Bilemezsin beni...
Biçare olup peşinden koşarak, "Beni Affet!", diyeceğimi düşündün... Ve beni bekliyordun şu herkesin geldiği, ama benim olmadığım şehirdeki küçük evinizin merdivenlerinde...

Yollarımı gözlüyor, "gelecek" diyordun...


Y A N I L D I N !...

Hatayı yapan, ihanetin bedeline mahkümdur. İzin vermiyorum sana. Hak etmiyorsun beni, yasakladım kendimi sana. Ve sen yine bekleyeceksin "belki bir umut" diye...

Yine gelmeyeceğim!
Ağrılarla kalsam da, sonuç ortada. Seni düşünmüyorum artık ve emin olmalısın ki bu yazdığım da sana SON MEKTUBUM...

Belki yine duygularına esir düşüp telefona sarılacaksın... Beni arayacaksın, HAYIR!...
Sakın yapma. Düşünmüyorum ve düşünmekte istemiyorum ihanetini...
Affetmeyi denedim inan... Ama olmadı yalanlar içinde garip bir sevda!. Ağla şimdi haline...

Ne kadar kırgınsan bana eskilerin yaşanmışlığı hatrına özür dilerim senden...

Uzun uzun yazardım sana...

Şimdi bir kaç cümleyi bile zor toparlıyorum...

...Senin de aynı fikirde olmanı, beni ve duygularımı anlayıp artık düşücelerimen çıkmanı istiyorum... "BİZ" diye birşey olmamalı artık... Sadece yolları ayrılan iki yürek...

İstemiyorum seni...
İsteklerimi de erteledim yarınları olmayan günlerime...

Hayat kazanılmış bir zafer görünüyor insanlara... O zaferde kaybeden benim... Seni istemekle beraber, imkansızı kabullenmeye çalıştım...

Yalanlarına, sahteliğine kandım...
Ve bu yüzden seni isteklerimden çıkardım... Ulaşamadım sana... Kayıp şehirlerin diyarına sürükledin beni... Yaram sızladı, kanıyor! İstemiyorum seni unutuyorum yavaş yavaş geçirdiğimiz o sahte güzellikteki günleri...

Eski anılardan bahsetmek istemiyorum.
Zaten şu an ki halini tahmin edip, yüreğimdeki cümleleri susturup, mantığım doğrultusunda kalemime yön veriyorum...

Artık bitirmeliyim... Son bir isteğim senden!... "Lütfen, Düşüncelerime Bir DamLa Yaş oLup DÜŞME..!


Aşkın Sınırlarını Aralıyoruz......(HARİKA BİR HİKAYE OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM)

Sabah uyandığında midesinde bir yanmahisseti.Yanmanın nedeni akşam yedikleri değil,uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi.Bugün 2 yıldır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekdi.Aslında bunuyapmakda geç bile kalmıştı. 'Bitmeli dedi içinden' ,Hergün bu tatsız uyanış bitmeli.Genç adam bunları düşünürken suratı şekilden şekile giriyordu.Süratle giyinerek dışarı çıktı.Bugüne kadar hiç bekletmemişti onu,şimdide bekletmemeliydi.ANTALYA,soğuk ve yağmurlu bir Nisan ayı yaşıyordu.Genç adam gök yüzüne bakarak iç geçirdi; 'Bulutlar bizim yaşayacaklarımızı biliyor,onlar bile ağlıyor halimize'... BULUŞMA VAKTİ

Artık Antalya iskelesindeydi.Birkaç dakikalık beklemeden sonra karşıdan kız arkadaşının geldiğini gördü.Şimdi midesindeki ağrı dahada artmıştı. Liman'a geçtiler.Yolculuk sırasında hiç konuşmadılar.Genç kız,sevgilisinin bu durgunlığuna anlam verememişti.Nereden bilecekdi bugünayrılık çanlarının çalacağını... Liman'a geldiklerinde bir cafede oturdular.Genç kız anlamıştı sevgilisinin kendisine bişey söylemek istediğini.Bana bir şey mi söylemek istiyorsun'diye sordu.Genç adam,gölerini kaçırarak 'Evet' dedi.Genç kız heyecanlanmiştı,birazda sinirlenerek'Söylesene,ne diye bekliyorsun' dedi.Genç adam içini çektikden sonra'Sence biz nereye kadar gideceğiz?' diye sordu.Genç kız,' Bunu sorma gereğini niye duydun?' diye yanıt verdi.Genç adam söze başladı...'Birkaç ay önce akşam 23.00 sana telefon açıp senim için yazdığım şiiri okumak istemiştim.Sen bana' Sırasımı şimdi canım yaa,işin gücün yokmu' demiştin.Biliyormusun o an nkavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi.Özür dileyip telefonu kapatmıştım.Daha sonra benden bu şiiri hiç istememiştin.Geçenlerde hasta olup yataklara düştüğümde arkadaşlarımla birlikte sende gelmiş..... 'sen şanslısın,sevgilin sana bakar' sözüne 'İşim yokda sanamı bakacağım,annen baksın'demiştin.Hatırladın mı? DUYGUSALLIĞI SEVMEM Genç kız,'Biliyorsun ben duygusallığı sevmiyorum.Hem hasta bakıcı gibi göründüğümü kimse söyleyemez' diye yanıtladı.Genç adam güldü, 'Evet canım haklısın.Zaten olmak istesende bu kalbi taşıdığın sürece hasta bakıcı,hemşire falan olamazsın.' Genç adam devam etti...'Bana şimdiye kadar kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel sözcüklerden oluşan bir mesaj cektin?Hiç...Hatta günün hiçbir saatine çekmedin.Duygusallığı sevmeyebilirsin.Ama sen seni seven insanlarıda mutlu etmeyi sevmiyorsun.Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanları mutlu etmeyi seviyorum.Seni tanıdığımdan beri her sabah,her akşam,her gece yani seni andığım her saat tatlı bir mesajım vardı senin için biliyor musun?Seninle ben akla kara gibiyiz.Genç kız anlamıştı,'Yani ne istiyorsun benden şair olmamımı?' Genç adam tekrar gülümsedi içinden.Dün gece ayrılık karaının nekadar doğru olduğunu düşündü. 'Hayır' dedi, 'Şair olmanı istemiyorum.Olamazsın da...Biz ayrılmalıyız.Ayrılsak ikimiz içinde en hayırlısı bu olacak. Genç kız şaşırmıştı,'Neden ama?Ben seni seviyorum.Seninde beni sevdiğini sanıyordum. Genç adam iç çekerek'Hayır canım,sen beni sevdiğini zannediyorsun.Eğer beni sevseydin şimdi başka şeyler konuşurduk' dedi. Genç kızın gözleri yaşarmıştı.Genç adam cebinden çıkarttığı mendili uzattı,geç kız gözyaşlarını silerek 'Sen bilirsin,umarım beni bir başkası için bırakmıyosundur...' dedi. Genç adam'Nasıl böyle bişey düşünürsün, senden başka kimse olmadı ve uzun zaman da olacağını sanmıyorum' yanıtını verdi.Genç adam ve genç kız iki sevgili olarak oturdukları bu masada artık iki yabancıydı.Birkaç dadika sessizce oturdukdan sonraGenç kız 'Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim' diyerek elini uzattı.Genç kızın sesi ve eli titriyordu.Genç adam, 'İstersen arkadaş kalabiliriz' dedi.Birbirlerine son kez sarıldılar. BEN DOĞRU YAPTIM Genç adam doğru yaptığına inanıyordu.Eve döndüğünde yürümekden bitap bir haldeydi.Odasına girdi.Gece bitmek bilmiyordu.Sabah erken kalkıp işe gidecekdi,uyumalıydı.Birkaç saat sonra uykuya dalmayı başardı.Sabah 7'de saatin ziline uyandı.Evden çıkacağı zaman cep telefonuna baktı,mesaj ve 10 cevapsız arama vardı.Yorgun olduğu için duymamıştı telefonun sesini.Aramalar ve mesaj sevgilisindendi.Heyecanla mesajı açtı,şunlar yazıyodu Sadece onları sevmeyi sevdim Hepsini onlarsız yaşadımda Bir seni sensiz yaşayamıyorum Bu aşkı tek kalpte taşıyamıyuorum Sana yemin güzel gözlüm bir tek seni sevdim Ve seni severek öleceğim,elveda birtanem... Genç adam şaşırmıştı.Onu tanıdığı günden beri ilk defa şiir alıyodu ve üstelik sabahın beşinde yazmıştı.Heyecanla onu aradı,telefonu yabancı bir ses açtı.Genç adam ' .....'la görüşebilirmiyim?' dedi.Ama karşıdaki ağlıyordu,hıçkıra hıçkıra hem de...Ben onun annesiyim yavrum,kızım bu sabah intihar etti.Gece sabaha kadar birilerini arayıp durdu.Sabah odasının ışığını sönmemiş görünce girdim.Yavrum kendini asmıştı........ YIĞILIP KALDI Genç adam beyninden vurulmuşa döndü.Bir gün önceki miğde ağrısının iki katını çekiyordu şimdi.Olduğu yere yığılıp kaldı... Birkaç ay sonra iki doktor konuşuyordu hastanede.Doktorlardan biri diğerine karşıdaki hastanın durumunu soruyordu.Doktor yanıt verdi...'Haaa o mu? Üç ay öncegetirdiler.Kendisi yüzünden bir kız intihar etmiş.O günden sonra cep telefonunu hiç elinden bırakmamış.Devamlı birşeyler yazıp birine yolluyor.Geçenlerde merak ettim.O uyurken gönderdiği numarayı aradım.Numara 3 ay önce iptal edilmiş.Gelen mesajlarda bir şiir var.Bu adam duygusalmı bilmem ama benim anladığım kadarıyla şiiri yazan çok duygusal biriymiş.......... 
  

bilsen ne yapardın acaba...



Bilsen..
Bilsen ne yapardın acaba..??

Bir bardak çayımı yudumlarken aklıma sen gelirsin..
Acaba sende benim gibi, çayı demli mi seversin..??


Bilsen..
Bilsen ne yapardın acaba..??
Bir bardak çayımı yudumlarken aklıma sen gelirsin..
Acaba sende benim gibi, çayı demli mi seversin..??


Yürüdüğüm caddelerde.. sokaklarda..
çarşıda.. pazarda..
Hep sensin aklımda..
Kiminin saçı sana benzer.. kiminin kaşı..
Aslında kimse sana benzemez bilirim de..
Seni çok özlediğimden benzetmek isterim


Bugün ne giyindin acaba..evden çıkarken..
Kimbilir ne yakışmıştır üzerine..
Biliyormusun tüm güzellikleri sana yakıştırmam ben..
Benim için herşeyi güzelleştirensin sen..


Bilsen..
Bilsen ne yapardın acaba..??
En çok geceleri özlüyorum seni..
Bi de gündüzleri..
Bi de her an..
her saniye..
her dakika..
Her nefeste özlüyorum seni


Soranlara yalan söylüyorum..
Belki hayatımda ilk defa


Aşık mısın.. diyorlar..


Hayır.. Nerdeeee..diyorum..


Kendime bile yalan söylüyorum


Bi tek sana yalan söyleyemiyorum


Yapamam ki asla..


Yüreğim sana doğru atarken..
Gözlerim seni ararken..
Seni her düşünüşümde elim ayağım titrerken..
Se herşeyken.. Herşeyden önemliyken..
Başıma gelen en özel şeyken..


Sana yalan yakışır mı.. Sana yalan söylenirmi hiç..



Yüreğimin saklı kenti..



yalan yok..


seni seviyor bu UMUTSUZ YÜREK..

heart,lila

çirkin postacı




Dünyanın bana zindan olduğu günlerdi. Sanırım birkaç defasında da
evden ağlayarak dışarı çıkmıştım... Hayatım kararmıştı da bir ışık
bekliyordum sanki ama yoktu. İşte böyle düşündüğüm günlerde
daire kapıma sıkıştırılmış bir Mektup buldum. Hayretle baktım
üzerinde göndericisi yazmayan zarfa. Sonra odama girip açtım...

"Acıları paylaşmak insanların vazifesidir" diyordu. "Senin geçtiğin
sokakta ben de vardım. Ama bir sokakta ya ben olmamalıydım
veya paylaşılmamış acılarını içinde gezdiren bir insan!..."

Mektubun sonunda da isim yazmıyordu. Peki kimdi bu?
Kimdi, neden yazmıştı bu notu ve neden bana yazmıştı?
Aslında hoş sözlerdi..

Ve aslında bir mektuba da deliler gibi ihtiyacım vardı.

Acaba dediğini yapacak mıydı, yazacak mıydı her gün?..

Bunu zaman gösterecekti. İlk gün kafam karıştı.
Hem kendi problemlerimi hem dün gelen mektubu, hem de
yeni mektupların gelip gelmeyeceğini düşünüyordum.

Sonraki gün posta kutumda beyaz bir zarf buldum.

Kalbimin çarptığını hissettim...
Yazı aynıydı, odama girip okumaya başladım mektubu.
Bu inanılmazdı.. Bir bardak su içercesine bitiverdi mektup.
Doymadım! Bir bardak su daha almış gibi kendime ve
susuzluğumu kandırır gibi yeniden okudum altı sayfayı...
Sanki tanıyordu beni, sanki yıllardır dertleşiyordum onunla...
Altıncı sayfanın sonunda diyordu ki; "Yarın yine yazacağım..."
Yarın yine yazdı, öbür gün yine..Ve sonraki günler yine yazdı...

Her mektubunun sonunda, yarın yine yazacağına ait not vardı
ve her gün de dediğini yapıyordu. Her gün işyerinden dönerken
kalbim çarpıyordu heyecanla... Her gün görüyordum posta kutumun
bugün de boş olmadığını ve gariptir; artık yapayalnız olmadığımı,
kalbimin boş olmadığını hissediyordum. Bu mektuplar yüreğime
giriyor sıkıntılarımı eritiyor ve beni yarınlara doğru itiyordu.
Zannediyordum ki; bunlar olmadan yaşayamayacağım.
Öylesine alışmıştım ki onlara, olmasalar sanki nefes alamayacağım!...
Vakit buldukça oturup eski mektupları bile yeniden okuyordum.
Zaman geçti ve zamanla beraber sıkıntılarımda geçti.
O günlerden geriye sadece eski mektuplar kaldı.

Bir gün içimde karşı koyamadığım bir merak peydahlandı; kimdi bu?
Nasıl biriydi? Onunla ilgili her şeyi merak etmeye başladım.
O her gün yazıyordu ve nasılsa her gün yazmaya devam edecekti.
Bundan emin olduğum için de, yazılarında anlattıklarından çok
nasıl bir kalemle yazdığına, neden bu kağıdı seçtiğine, yazı stiline
aklımı takmaya başladım... Yazıları öylesine deva olmuştu ki bana,
onunla ilgili her şey de mükemmel olmalıydı. Ama her şey...

O gün evde kalmıştım.

Kahvaltı yapmış ve bu harika mektupların en azından nasıl birisi tarafından getirildiğini görmeyi koymuştum kafama...

Öğle vaktine doğru sokağa giren postacıyı gördüm.
Koşarak aşağı indim. Mektubumu kutuya bırakmıştı,

eli henüz havadaydı...

Göz göze geldik. Aman Allahım... Aman Allahım,
bu ne kadar çirkin bir adamdı böyle! Dondum kaldım...

O da başını eğdi döndü ve gitti. Orda öylesine bekliyordum şimdi...
Kutuyu açıp mektubu bile alamıyordum.

Bunca zaman, bunca güzel bir mektubu, bu kadar çirkin biri mi taşımıştı? O öptüğüm, kokladığım, göğsüme bastırdığım, yastığımın üzerine koyduğum mektuplarıma benden önce bu adamın mı eli değmişti?
Saçmaladığımı biliyordum ama böylesine güzel duygularıma
bu çirkin yaratık karıştı diye az önce getirdiği zarfı alamıyordum.
Kapıyı açtım, dışarı çıkıp bir adım attım. Çoktan gitmişti. Neye olduğunu bilmiyordum ama çok kızgındım. Zarfa dokunmadan çıktım yukarıya.
Odama girdim, eski mektuplarıma baktım. Biliyordum, onlar benim
en zor günlerimle bugünüm arasında köprü olmuşlardı, ama onlara da dokunamadım. Bu güzelliğe bu çirkinliği yakıştıramıyordum!

Ertesi gün iş dönüşü baktım ki, kutuda hâlâ o aynı kirli mektup var!
Almadım. Sonraki gün baktım; aynı mektup yine yapayalnız beklemekte.
Bir kaç gün sonra ise kutuya bile dönüp bakmamaya başladım...
Altı yedi hafta sonra dünya yine karanlık gelmeye başladı bana.
Bir dosta, bir morale ölürcesine ihtiyaç duymaya başladım...
Her şey çok ağırlaşmıştı yeniden. Uyku bile uyuyamıyordum.
Mektup aklıma geldiğinde gece yarısını geçiyordu.

Tereddüt bile etmeden aşağı indim, kutumu açtım ve mektubu aldım.

Bir saat içinde üç defa okumuş, özlemiş olarak göğsüme bastırmış
ve uzun zamandır ilk defa böylesine huzur içinde uyuyabilmiştim.
Bunlar benim ilacımdı biliyordum. En çok o gün merak etmiştim,
bir daha ne zaman yeni bir mektup geleceğini... Ve o akşam gözlerime inanamadım; kutumda mektup vardı. Yazı aynıydı, zarfta yine isim
yoktu. Üstelik bunda postanenin damgası da yoktu...

Açtım zarfı;içindeki kısacık mektupta şunlar yazıyordu;
"Sana gelmiş bir mektubu kırk sekiz gün okumamakla ne kazandığını
bilmiyorum... Ama artık benim sana yazmaya vaktim olmayacak.
Çünkü tayinim çıktı ve bugün başka bir şehre gidiyorum. Hoşçakal!

Çirkin Postacı..."

Donmuş kalmıştım şimdi...

Derin bir pişmanlık düğümlendi boğazıma, hıçkırarak eve girdim.

Çantamı açtım; tarakların,rujların ve diğer karışıklığın arasında bulduğum mavi göz kalemiyle, bir kağıda;
"Lütfen bana tekrar yaz" yazıp posta kutuma koydum.

Bir daha hiç kilitlemediğim kutuda,
aynı notum iki yıldır yapayalnız bekliyor...


BAZEN ÇOK GEÇ KALMIŞ OLUYORUZ BAZI ŞEYLER İÇİN

 
  nurcanzengin.tr.gg
Visitor Map
Create your own visitor map!
IP
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol